Ramazanda kilo almamak için, beslenme nasıl olmalı?
Milyonlarca kişi nefsin isteklerinden bilinçli olarak uzak durarak, manevi doyum için oruç tutacak. Acıkınca yememeyi, susayınca su içmemeyi , açlık ve susuzluğun verdiği sıkıntıya dayanmayı ve anlamayı gerektiren , bu yönüyle bir tür sabır ve irade eğitimi olan ibadet ayıdır ramazan. Bu sabır ve iradeyi ortaya koymaya niyet eden herkese hayırlı ramazanlar.
Ramazan ayının gelmesiyle birlikte oruç tutanların rutin beslenme alışkanlıkları ve öğün sayısı birdenbire değişir. Oruç tutarken sağlıklı beslenme adına doğru besin seçenekleri ile yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması her zamankinden daha fazla dikkat gerektirir . Ancak, genelde oruç tutan kişiler sahurda aldıkları aşırı ve yüksek kalorili besinler ile gün boyunca açlıklarını dengeleyebileceklerini sanırlar. Böyle beslenen kişiler farkında olmadan sağlıksız beslenmenin kapılarını aralamış olurlar.
Aslında oruç tutanların da tükettiği besinlere dikkat ederek sağlıklarını ve kilolarını korumaları mümkündür.
Sağlıklı bir şekilde oruç tutabilmeniz için sahurda şu detaylara dikkat etmekte fayda var.
- Mümkün olan en geç saatte sahurunuzu yapmak, açlık sürenizi uzatmamış olacağı gibi sağlığınıza da iyi gelecektir.
- Sahurdaki içeceğiniz tarçınlı ve ılık bir bardak süt olabilir. Çay olmadan sahur yapamam diyenlere, çayınız açık ve limon ilaveli ise neden olmasın diyorum. Ama kahve uygun değil.
- Mutlaka bir tane yumurta tüketin. Yumurta gibi protein içeren, peynir, süt, yoğurt ve kefir gibi besinler daha uzun süre tok kalmanıza yardımcı olur.
Sebze -meyveler, ve tam tahıllar ;vitamin ve mineral açığı oluşmasını önlemekle birlikte tüm vücudun enerji ihtiyacını karşılamak için sahur sofranızda yerini almalı. - Süt grubu, sebze-meyve grubu ve tahıl grubu yiyeceklerden en az bir çeşit sofranızda bulundurun. Meyvelerden şekersiz komposto yaparak sıvı desteği sağlayarak su kaybını telafi edebilirsiniz.
- Demli çay, kahve gibi kafeinli içecekler, salamuralar ve kızartmalardan uzak durun. Çünkü bu besinler su kaybınızı ve gündüz yaşayacağınız susuzluk hissini arttırır.
- Bedeninizin susuz kalması; yorgunluk, kas krampları, deride kuruma, sindirim sisteminde zorluk, sersemlik ve sıcaklık hissine sebep olur.
- Sahuru en az 2 su bardağı su içerek tamamlayın. Akşamdan içine çilek, nane/fesleğen yaprağı, , kabuk tarçın, zencefil, limon dilimi gibi seçeneklerden 2~3 tanesi veya hepsini ekleyerek hazırlayabileceğiniz aromalı su ile hem vitamin ve sıvı desteğiniz daha güçlü olur.
İftar öğünü için;
- İftarınızı hafif açın ve yavaş yemeye gayret edin.
- Uzun süreli açlıktan sonra bir anda aşırı yemek tüketerek, vücudunuzdaki tüm fonksiyonların aşırı çalışması ve yorulmasına neden olmayın. Bu tarz yüklemeler bir anda oluşan yoğunluk ile mide ve sindirim rahatsızlıklarına yol açabilir ve kan şekerinizi aniden yükselterek kendinizi daha halsiz hissetmenize neden olabilir. Bu sebeple öğünü ikiye bölerek tüketin.
- İftarınızı hurma ya da zeytinle açtıktan sonra üzerine yudum yudum bir bardak su için. Böylece uzun süre boş kalan midenizi yemeğe alıştırmış olursunuz.
- Çorba ve salata gibi hafif yemeklerle devam ederek ana öğüne geçmeden önce bir sürenin geçmesine izin verin. Hem doyma sinyalini arttırmış hem de kan şekeri ve vücut fonksiyonlarını alıştırarak geçiş sağlamış olursunuz. yavaş ve tadını çıkararak yemek hem sindirim sisteminizi aşırı yükten koruyacak, hem de ramazanın manevi doyumuna destek olacak.
- Ana öğünden en az 1-2 saat sonra bir tabak karışık meyve salatası, bir kase meyveli yoğurt veya bir avuç ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişlerden veya sağlıklı bir şekilde yapılmış bir porsiyon sütlü veya meyveli tatlılardan birini tüketebilirsiniz.
- Yemek arasında, sırasında ya da sonrasında zamana bağlı kalmaksızın su tüketin. Gündüz alamadığınız ve kaybettiğiniz suyu yerine koymalısınız.
- İftardan sonra 1 öğün daha tüketebilir ve sıvı ihtiyacınızı yatana kadar desteklemeye çalışabilirsiniz.
Sağlıklı yarınlarınız olsun. 🤗